26 Temmuz 2011 Salı

Vakti Gelince

Günler yaprak yaprak dökülüyor hayat ağacımızdan.Gerçekten geçerken anlıyor insan zamanın değerini. Mevsimler değişiyor boyuna…Tabiatı nakış nakış dokuyor bahar nakkaşı.

Güzel şeyler güzel insanların ruhlarını tazeliyor.İhtiyarlar ellerindeki tespihlerle kalan zamanlarını eziyor.Geceyle gündüzün amansız takibi devam ederken , kimi geceye kimi gündüze tutunmaya çalışıyor insanların.Kalemler ahenkle kayıyor beyaz sayfaların üzerinde.Uyumsuzluk üstü bir uyum yaratıyor zıtlıklar.Az su çok ateşi kışkırtıyor.Birine duyduğu nefretle bir diğerine duyduğu sevgiyi perçinliyor insanlar. Balıkçılar yağmura karşı dua ederken , çiftçiler yağmur için dua ediyor…Bunca hareketlilik arasında insan vaktinin nasıl geçtiğini anlayamıyor.

Vakit dolunca gitmek gerekiyor.İstenilmese de… Hazırlıksız olsakta… Gitmek gerekiyor. Gitmeden önce hiç keşke demeden , doyasıya yaşamalı insan. Tutunabilmeli hayata. Hayatının merkezinde kendi olmalı . Şayet 'Masallar güzeldir eğer kahramanı sensen' …

24 Temmuz 2011 Pazar

Şey

I.
Ettiğim dualar kabul olsa ne güzel olur,
Ettiğim dualar kabul olsa pek güzel olur,
Ettiğim dualar kabul olsa hep güzel olur.
Egoist kalmak istemiyorum.

II.
"-Çay iç."
Çay,
Sabah kadar uzak,
Güneş kadar yakın.
Çay, hiç...

III.
Kalplerimize
Kibrit, kağıt, çıra ve ispirto doldurmalıyız.
Ateşi yeniden bulmalıyız.

Madem Ki..

Madem ki kelimeler bir bir çıkmaya başlayacak gönülden
Vaktidir benim içinde içini dökmenin...

Ben kimim neyim nerden geldim ne sizin ne de benim fikrim yok,Olmasında kim olduğumuzun önemi yok.İnsanlar etiketlerle isimlerle bir yerlere gelirler çok şükür benim öyle bir egom yok.Edebiyata olan tutkum -Necip Fazıl Kısakürek- okurluğumdan gelir yazacağım eserler ondan birer kopya olabilir. Onun erdiği duyguları derinden hissetmek insana geleceğe doğru yön çizdirir.Hayatta sert adımlar attım Üstad'ın konuşmalarını dinledikten sonra.Benim için tek idol o olmuştur hep.

İlk yazım fikrim ve ideolojim hakkında bilgiler ile olsun istedim.
Satırlarımı Üstad'ım dediğim şahsın bir eserinin ufak bir kısmıyla bitirmeyi isterim..

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

Necip Olgun*

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Madem ki..

Madem ki kelimeler bir bir çıkmaya başlayacak gönülden
Vaktidir benim içinde içini dökmenin...Ben kimim neyim nerden geldim ne sizin ne de benim fikrim yok,Olmasında kim olduğumuzun önemi yok.İnsanlar etiketlerle isimlerle bir yerlere gelirler çok şükür benim öyle bir egom yok.Edebiyata olan tutkum -Necip Fazıl Kısakürek- okurluğumdan gelir yazacağım eserler ondan birer kopya olabilir. Onun erdiği duyguları derinden hissetmek insana geleceğe doğru yön çizdirir.Hayatta sert adımlar attım Üstad'ın konuşmalarını dinledikten sonra.Benim için tek idol o olmuştur hep. İlk yazım fikrim ve ideolojim hakkında bilgiler ile olsun istedim.
Satırlarımı Üstad'ım dediğim şahsın bir eserinin ufak bir kısmıyla bitirmeyi isterim..

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

BAŞLANGIÇ

Karanlık zifiriye dönüşmedi daha , dal tomurcuğa vurmadı yüzünü , güneş ışıklarını salmadı , kelimeler cümle olmadı…Bekliyorlardı doğru zamanda başlamayı.

Başlamak istiyor insan , bazen beceremiyor tekrar tekrar deniyor.Başlangıçlar nihayete açılan bir perde.Bilmeliydik dağlara düşen ilk karın kopacak çığlara sessiz birer çağrı olduğunu , toprağa düşen çiçeklerin güneşe gülümseyen birer yanı olduğunu ve bilmeliydik başlamayı da durmayı da…Bir yerden sonra tekdüzeleşiyor hayat . Aynı ritim kulaklarda , tekrarlanır nakarat . Etrafımıza bakmıyoruz. İçimizdeki sessizlikler çevremizdeki sesleri eziyor.Alışkanlıklar gölgemizin gölgesi. Arzularımız hiç bitmiyor.Hep bir azımsama ' Az’ım... Azımsanıyorum...Azım sanıyorum! ' tamamlanamamışlık hissi. Damla suya kanıyor , insan uzağa . Uzaklaştıkça yakınlaşıyor uzak.Yok oldukça var oluyor hiçlik. Farklı farklı gayeler .Bu alışkanlıklar,arzular,gayeler arasında asıl sonsuz olan yegane gücü nasıl görmezden geliriz ?

A gönül ! Mecnun misali Leyla’nın zülfüne hemen gönül bağlama. Çünkü seni aşk çöllerinde gezdirip duran Leyla değil, Mevlâ’dır hep.

Dizelerinde temayüz eden gerçek aşk. Beşeri aşkın aksine kalıcıdır. Sonsuzluk kadar derin. Mevlana değil miydi ilahi aşkı Şems’in gözlerinde gören ? Umuyorum ki bizler de ilahi aşkı görüp derinliğini anlayacağız. Giriştiğimiz her işte O'nu (c.c) anımsayacağız. Bu işe başlamanın heyecanı bir yandan , ruhiyatımıza bir nebze olsun huzur katabilmek için buradayız.Hepimize hayırlı olsun.

Bunlar Böyle Davalar

İffet bacı gelişti o artık çok sosyal,
Din kuralları da mı çiğnenmek için?
Hak hukuk neymiş ki önüne düşeni al.
Siz içmezdiniz ama bu seferlik için.


Bunlar hep anlamadığım davalar...


Eşitlik ayağına çakallar yükseliyor,
Zevkleriniz ve renkleriniz çok tartışılmaz,
Eskiye göre iyi fakat zulmet yayılıyor,
Fikriniz yok ya, varsa da anlaşılmaz.


İki gün kanka ol sonrasına bakarız,
Tavizin tavizlerini getirdi bak kardeş!
Şeytani sebeplere aklımızı satarız,
İnsanlığı derine gömün eş ha eş!


Kahkaha sirenlerini çaldığın gaflet anları,
Bana kalsa yerin dibine de girebilirsin,
Sen dinle bak bu çalanlar kilise çanları,
Durduğunun bundan farkı yoktur, bilirsin.


İnsan doğarken saf, ille aile ille edep,
Bakarsan bu bir zincirdir kır ya da yok et,
Bu çarşıyı iyi bil ki çürüktür sattığı hep,
Ölüm var ölüm, en doğal afet!


Bunlar hiç anlamadığım davalar...


[22/01/2011]

22 Temmuz 2011 Cuma

Herkese Merhaba

Bu bir tanışma metni olsun isterim..

Necip Olgun ismimle yazacağım buradan.. Zile İMKB Anadolu Öğretmen Lisesinde 10.Sınıf Öğrencisiyim..

İstasyona 5, 4, 3, 2, 1, Kayıt!


Yirmi iki temmuz iki bin on bir, resmen açıldık.