26 Kasım 2011 Cumartesi

Neler doğardı ?

Gün doğmadan neler doğardı
Umutla bakardık dünyaya
Evet ben de diyorum artık ;
Gün doğmadan neler doğar.

Penceremden içeri dolarken güneş
Görünmüyor aslı
Ancak habercisi
Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi bulutlar
En güzel ressamın fırçasından çıkmış bulutlar.

Bir çığlık,
yarıyor tan yerini
Şafak vakti yaklaşıyor,
ben korkuyorum.
Yalnızlık, kimsesizlik..
Hayır değildi bunlar sebebi.
Peki ya neydi sebebi.

Nefes, nefese.
Ben nefes nefese
Koridorlar karanlık,
Ah işte orada
-Lanet olsun çarpık kentleşmeye .!
Binaların arasından doğar ışık.

Gün doğunca söyle: biter mi sensizlik?
Dışarıda insan seli, kendimi kandırmaya
Ve bir o kadar da yalnızlık

Dememeliyim yalnızlık
-ah çok da saçma-, sensizlikti adı.
Etmemeliyim Hakk'a hakaret haşa.

Sensizlikti beni yıpratan.
Gün doğarken tekrar tekrar anlıyor insan
Sensizlikte yoktu konuşulacak lisan..

Ben de bir çentik attım duvara sensiz günler adına:
Ve bir daha..
Ve bir..
Bir daha...

19 Kasım 2011 Cumartesi

Süzümü Ke.. - Bir şey mi dedin ?

.
.
.
+Sen necisin kardeş?
-Anlamadım..
+Siyasi görüşün nedir.?
-Ben İslam kardeşliğini savunuyorum..
+Cemaatçi misin la? HAHA!!
-Ne ala..
+Badem bıyığın niye yo sen amerikan mandacısı !! ?
-Hay..
+Ağlayan adamı dinliyon mu lan? Timsah gözyaşları onlar ?!
-Tamam da .
+CIA ajanı o lan..
-Arkadaşım bi dinler misin?
+Yoksa sen tarikatçılardan mısın?
-Dur an..
+Onlar yobaz olum.. Sapık sapık şeyler yapıyo.
-Ama..
+Teröristler ya, intihar bombacısı hepsi!! Dinin ölçütünü sakallarının boyu sanıyor onlar.
-Saka..
+Aptallar ya.. Ülkemizi yıkıp şeriatı ilan ediceklermiş. Pehh!!
-Şe..
+Sen de mi şeriatçısın la? Hırsızlık yapınca neremi kescen?? HAHA!!
-Bi dinl...
+Bi şey olmaz lan sizden.. Kemalist olucaksın şöyle en adamından!!
-Ama söz..
+O yobazlarla kafa salla sen Allah Allah diye aptal! Devrim yapıcaz olum yakında biticek hepsi!!
-Dev..
+Ampülcü müsün la yoksa.. FEM'e de gidiyodun de mi!! Ee ne zaman veriyolar şifreyi..
-Akp ne ala..
+Tayip satıyo lan vatanı sen hala destekle o şerefsizi.. Solcular olmasa satmıştı olum..
-Sol..
+Adam dediğin CHP'li olur.. Kemalist olur.. Devrimci olur..
-Neyse kardeş yeter bu ka...
+Ne kardeşi lan.. Sizin gibi vatanı satan(!), şeriaatçı(!) şerefsizlerle ne kardeşi olucam benn!!
-Beni anlamanı zaten belemiyordum..

Beni okuyucularım anladı.. Bu kadarı kâfii..

İstasyona Geç Kalanın Dramı

.'12'.
9 \| 3 İstasyona Geç Kala(')nın Dramı
'. 6 . '

12.00'da başlar yolculuğun.. biri düşünür seni ergen zihniyetiyle .d koyarak sonuna..
ve sen de düşünürsün; yolculuğu, trenini, seni nereye götüreceğini heyecan basar. Durum azıcık farklıdır. Yolculu 11.55'te başlar senin için.

11.55
Kalkmıştır herkes. Yeni uyanmış halleri; mahmur uykulu gözler, ama bilinçli uykudan önce düşündüklerini hatırlar.Ve kalkar gider yüzünü yıkamaya..

11.56
Şimdi tuvalete gitme istemektedirler. Kıçlarını kaşıyarak alırlar yollarını. Biraz da gerilerek yürürler. Zamanlarının az olduğunu bilirler. Değerlendirmek zorundadırlar her saniyeyi sanki değersizmişçesine.. Ardından yüzlerini yıkadılar onlar, kahvaltılarını yaptılar.

11.57
Dolaplarına bakarlar. En güzel kıyafetlerini giyme isterler böyle bir şeye asla gere yokken.. En güzel kokularını sıkarlar.. Saçlarıyla oynarlar, güzel şekil vermek isterler..

11.58
Yola koyulmak için hazırlıkları tamamdır. İçlerinden şöyle şeyler geçer zaman zaman:
"Sonunu bilmiyorum ki neden bu kadar heyecanlanayım?!"
"Ya yolculukta başıma bir şey gelirse?"
"Gittiğim yerde dışlanırsam , hor görürlerse beni ?"

Ben yeni uyandım o sırada.. Saate baktım yapacak çok iş vardı. Öyle ya çoktan yola çıkmışlardı diğerleri..
Koşa koşa tuvalete gittim yüzümü yıkadım aynaya bile bakmadan, hemen üzerimi giyinmeye başladım.. Elime ne geçerse hemen giydim ne olduğuna bakmadan. Parmaklarımla saçlarımı karıştırdım. Yağlıymış amma biraz..

11.59
Onlar istasyona ulaşmıştır şimdiden. İşlemleri hallediyorlardır. Geçerken güvenlikçi adamın gözlerinin içine böm böm bakarlar. Sıkılgan tavırlar. Ben bilirim onları içini.. İçlerinde patlayacaktır yürekleri..

Ben aceleyle giydim ayakkabılarımı. Ucunu vurdum yere iyi otursun diye tak takk!!.. Koşmaya başlamıştım artık. Ah nasıl unuturdum alarm kurmayı.. Ne de önemliydi benim için bu yolculuk. Bambaşka bir hayata taşıyacaktı beni. Ben düşünmedim diğerleri gibi sonunu. Alt üst olsa da dünyam altının üstünden daha kötü olacağını bilemezdim.. Koşmaktan yoruldum, hızlı yürüyerek devam edebilirdim yoluma.. Düşünmüyordum yürürken çevreme bakınmıyordum.

12.00
An geldi onlar için istasyonda bekleme vakti. Klasik saat vardı istasyonda.. Biri düşündü "neden dijital saat koymazlar ki. Geri kafalılar!" Sonra herkesin düşünmekten sustuğunu fark etti.. Sonra saatin sesini duymaya başladı
Tık..

Ben var gücümle yürüyordum, nefesim artık çok hızlanmıştı. Sadece yetişip yetişemeyeceğimi düşünüyordum.

Tık..
İstasyonda susuyordu herkes.. Düşünüyorlardı merakla, umutla.. Üçer beşer saniyeli hayaller kuruyorlardı.
Ev. İş. Sevgili. Eş. Mutlu bir hayat. Yatırım olanağı. Saygınlık...

Tık..

İstasyondaydım artık. Turnikelere takıldı montum. Vay be mont bile giymişim. Güvenlikçiyle göz göze geldim. Mutlu bir tebessümle günaydın demiştim. Neden ben de bilmiyordum..

Tık..
Trenlerini gördüler uzaktan. Heyecanlıydılar doğal olarak.. Ismarlaşmak için kimseleri yoktu. Böyle yolculuklara yalnız mı çıkılırdı acaba?

Tık..
Tren gelmişti ben geldiğimde. Düşünmeden binmem gereken yere yöneldim. Gözlerinden okunuyordu diğerlerinin heyecanı..

Yeniye başladı yolculuk, farklıya, diğere..
Eskiden olmayana, bambaşkaya..
Yolculuk başlamıştı..

Merak ettiğim bir şey var.. Sizin treniniz nedir acaba ?..

Timsali Timsahlar

Bunlar devlet meseleleri öyle uluorta yerde konuşulmaz. Az gel otur şöyle. Şimdi sakin ol ve yavaşça bırak o fareyi elinden çünkü ciddiyet ve maduriyet ister devlet meseleleri bazende sağduriyet. Devlet meselelerini barettalardan mermerlere çınlayan leşler çözer. Silahlar çekilir, mâkuller vurulur. Makuller kahraman olur. Sağlar katildir aksini idda edende katildir! Oysa katillerin kahramanlardan tek farkı birkaç saniye hızlı davranmalarıdır. Katillerde öldürülür hemde masumlarla beraber bir siyonist ayininde bir sağdan bir de soldan kena(n)dan köşeden. Siyonistlerde asılırlar (b)asılırlar (k)asılırlar. Aradan bir kahkaha yükselir sonra ona bir çığlık eşlik eder, birbirine karışır sesler, mevcut kaosu desteklercesine. Zalimin zulmü tecelli edince kapitalizmin neşesi yerine gelir, yine birilerinin ceplerine paralar girer ve masumların göz yaşları zalimleri boğar! Silahlar çekilir vuruşulur ve kısır döngü yeni doğurur, bir insan posasını yoğurur.

Söylesene sevgilim ne yapalım bunlara? Susma öyle seninde bir dünya görüşün olsun, dünya görüşün bir olsun. Konuşki göbeğini kaşıyan bidon kafalı daha sitokholmü bile doğru düzgün yazamayan sitokholm sendromlu aptal halkımız azcık aydınlansın devrimin nuruyla. Önce böyle konuşalım konuşalım sonra ironi yaptım diyelim sevgilim. Ha pardon sevgilim sen bu konulardan hoşlanmıyordun değil mi? Seni de biraz baydım galiba istemeden de olsa eee seninde artık dip boyan gelmiştir falan birde dip boyası hiç gelmeyecek olan kafasıderisizler varki sevgilim onları düşünmeden edemiyorum niye meçhul failler faul yaparlar ki Polonyalarda? Ben kafa derisinin yüzülmüşünü severim sevgilim yahudi kafa derisi yüzülmüşü. Fosfor bombalarının ciğerimdeki açtığı gedikleri gıdıklar belki.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Şair Ruhlu Adam

Şair ruhlu adam..
Şair ruhlu adam şiir yazmalı..

Şair ruhlu adam şiir yazmalı aşk üzerine..



Aşık olmalı önce..

...

Ne beşeri aşk mı dediniz ?. Ergen gibi gülerim size, yapmayın..



Neye yazacaksa şiirini ona aşık olmalı

Sis üzerine şiir yazacaksa mesela
Sisin arkasındaki bilinmezliğe aşık olmalı..

Bir ağaca yazacaksa küçücük tohuma kadar sığdırabilmeli aşkını..



Şairin de derdi çok.

Ya uykudan önce gelir aklına bir şeyler.. Ya da yolda yürürken mırıldanır.

Parlayan ekranın karşısında.. Tıkır tıkır.... Cıkk.. Olmaz öyle.

Boş bir kağıt.. Kalem. Kağıda bakınca gidiyor yine herşey.. Bomboş, berrak, kusursuz kağıt..

Bozmayalım manzarayı. Aklına geldikçe not eder şair ruhlu adam şiirlerini..



İlham da alır belki bilinmez.. 70'lerden 80'lerden bir dergi açar, okur..

Düşünür biraz.. Merak da eder açıkçası.. Nedir bu gizli olan -herşeyi değiştiren- ..



Bakar yine ekrana boş boş.. :



soğuk, çok soğuk

bu rüzgarlardan mıdır acaba parmak uçlarımın donması..



Hayır! Hayır getirmek istemiyorum aklıma

sensizlik.. evet nedeniydi bütün bu olanların



istemiyorum bu eldivenleri.. senin ellerin ısıtırdı ellerimi.

istemiyorum kaşkol falan.. sarılabilirdik birbirimize sıkıca.

ama kalbim üşüyor yine.. sensizlik.. ahh..

.

.

.



Bu kadardı şair ruhlu adamın ekran başında aklına gelenler..

Aşık mıydı ne ? Ah o liseli var ya.. Düşündü yine, kafasında dolanıyordu fikirler..

Belki de fikir adamı olmalıydı



Ama bu adı sevmişti:



Şair Ruhlu Adam !!..