23 Temmuz 2011 Cumartesi

BAŞLANGIÇ

Karanlık zifiriye dönüşmedi daha , dal tomurcuğa vurmadı yüzünü , güneş ışıklarını salmadı , kelimeler cümle olmadı…Bekliyorlardı doğru zamanda başlamayı.

Başlamak istiyor insan , bazen beceremiyor tekrar tekrar deniyor.Başlangıçlar nihayete açılan bir perde.Bilmeliydik dağlara düşen ilk karın kopacak çığlara sessiz birer çağrı olduğunu , toprağa düşen çiçeklerin güneşe gülümseyen birer yanı olduğunu ve bilmeliydik başlamayı da durmayı da…Bir yerden sonra tekdüzeleşiyor hayat . Aynı ritim kulaklarda , tekrarlanır nakarat . Etrafımıza bakmıyoruz. İçimizdeki sessizlikler çevremizdeki sesleri eziyor.Alışkanlıklar gölgemizin gölgesi. Arzularımız hiç bitmiyor.Hep bir azımsama ' Az’ım... Azımsanıyorum...Azım sanıyorum! ' tamamlanamamışlık hissi. Damla suya kanıyor , insan uzağa . Uzaklaştıkça yakınlaşıyor uzak.Yok oldukça var oluyor hiçlik. Farklı farklı gayeler .Bu alışkanlıklar,arzular,gayeler arasında asıl sonsuz olan yegane gücü nasıl görmezden geliriz ?

A gönül ! Mecnun misali Leyla’nın zülfüne hemen gönül bağlama. Çünkü seni aşk çöllerinde gezdirip duran Leyla değil, Mevlâ’dır hep.

Dizelerinde temayüz eden gerçek aşk. Beşeri aşkın aksine kalıcıdır. Sonsuzluk kadar derin. Mevlana değil miydi ilahi aşkı Şems’in gözlerinde gören ? Umuyorum ki bizler de ilahi aşkı görüp derinliğini anlayacağız. Giriştiğimiz her işte O'nu (c.c) anımsayacağız. Bu işe başlamanın heyecanı bir yandan , ruhiyatımıza bir nebze olsun huzur katabilmek için buradayız.Hepimize hayırlı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Allah razı olsun.