19 Eylül 2011 Pazartesi

Saded Harici

Birazdan sizlere hüzünlü şeylerden bahsedeceğim. Hayır, 90'lardan değil. 90'lardan bahsedecek olsam daha noktayı koymadan yerimden fırlar, evdeki yoğurt kaplarından, otuzluk yumurta kartonlarından ve çamaşır suyundan zaman makinesi yapmaya niyetlenirim, uğraşırım, yapamam. Hem zaman makineleri de hüzünlüdür. Çünkü bu çeşit makinelere tel lazım. Hem de öyle bildiğin tellerden de değil. Hesap et, Telli Baba teli gibi bir tel lazım. Ancak o zaman 90'ların ışıklarını ve seslerini yeniden tadabiliriz. 90'lar deyince aklıma geldi. Her şeyi kuyruğundan yakaladığım gibi o alacakaranlık on yılı da kuyruğundan yakaladım, kuyruğu elimde kaldı. Şimdi o kuyruğa kasetler falan astım boynum da gezdiriyorum. Bir de Barış Manço var tabii. Var tabii.