12 Kasım 2011 Cumartesi

Şair Ruhlu Adam

Şair ruhlu adam..
Şair ruhlu adam şiir yazmalı..

Şair ruhlu adam şiir yazmalı aşk üzerine..



Aşık olmalı önce..

...

Ne beşeri aşk mı dediniz ?. Ergen gibi gülerim size, yapmayın..



Neye yazacaksa şiirini ona aşık olmalı

Sis üzerine şiir yazacaksa mesela
Sisin arkasındaki bilinmezliğe aşık olmalı..

Bir ağaca yazacaksa küçücük tohuma kadar sığdırabilmeli aşkını..



Şairin de derdi çok.

Ya uykudan önce gelir aklına bir şeyler.. Ya da yolda yürürken mırıldanır.

Parlayan ekranın karşısında.. Tıkır tıkır.... Cıkk.. Olmaz öyle.

Boş bir kağıt.. Kalem. Kağıda bakınca gidiyor yine herşey.. Bomboş, berrak, kusursuz kağıt..

Bozmayalım manzarayı. Aklına geldikçe not eder şair ruhlu adam şiirlerini..



İlham da alır belki bilinmez.. 70'lerden 80'lerden bir dergi açar, okur..

Düşünür biraz.. Merak da eder açıkçası.. Nedir bu gizli olan -herşeyi değiştiren- ..



Bakar yine ekrana boş boş.. :



soğuk, çok soğuk

bu rüzgarlardan mıdır acaba parmak uçlarımın donması..



Hayır! Hayır getirmek istemiyorum aklıma

sensizlik.. evet nedeniydi bütün bu olanların



istemiyorum bu eldivenleri.. senin ellerin ısıtırdı ellerimi.

istemiyorum kaşkol falan.. sarılabilirdik birbirimize sıkıca.

ama kalbim üşüyor yine.. sensizlik.. ahh..

.

.

.



Bu kadardı şair ruhlu adamın ekran başında aklına gelenler..

Aşık mıydı ne ? Ah o liseli var ya.. Düşündü yine, kafasında dolanıyordu fikirler..

Belki de fikir adamı olmalıydı



Ama bu adı sevmişti:



Şair Ruhlu Adam !!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Allah razı olsun.