9 Ocak 2012 Pazartesi

Nûr'a Gülümseyiş

Alışık olmadığım şeyler oluyor şu sıralar. İçimdeki diktatör iktidarsızlık yaşıyor mesela. Utanıyorum ben koltuktayken buğulu gözlerin bana bakmasından. Müsrif avizeciler parlatıyorlar ayakkabılarımı. İki kadın daha hayatını kaybediyor Şıheylik'te. Şeyh Şamil haklı sitemini ediyor İstanbul'a ve ölüyor İzzetbegoviç. Amy'den sonra bir titrek seslinin daha ölmesi... Sanmam ki, kaldırsın bu dünya. Özlüyorum bazen nûra karşı gülümseyişini ve acıyor ansızın kürek kemiklerim. Annem arıyor yavrum nasılsın diyor annem diyorum, geçiyor. Annemin aramadığı geceler Yasin çay demliyor, ben kloru sevmiyorum. Yasin aldırmıyor, geçiyor. Dışarı çıktığımda ne zaman sahile insem elimde gülümsüyor fotoğrafların ve yine ay bana karşı. Dişlerini sayıyorum dört parmağından göründüğü kadar: sekiz. İnan gülüşündeki altın oranı söyleyesim gelmiyor sevdiğimi sana. Biliyorum sen şimdi dersaneye gideceksin. Yani ya sen Ahmet Kaya'nın nasıl yandığını nerden bileceksin ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Allah razı olsun.